Sonntag, 26. September 2010

inan

iki dudaginin arasinda
Fisiltina karisip durur
Can,
Cagiran gözlerin,
hic unutulasi degil,
inan...

Sesleri yorgun sabahlarin,
Perdeyi araliyor
Tan,
Kalabaligina kosmasam,
Gözlerine bakmsam,
Dayanilir gibi degil,
Yasam...

örtünür seninle her gecem,
Sen ,sensiz yasiyorum
san,
Tutunmazdim gamzene,
Gülüsün böyle tenimi,
Yakmasaydi,
inan...

Ersoy Cav 2010

Mittwoch, 22. September 2010

Ersoy Cav - Karlos Ve Cesika

Cesika ve Karlos,
öyle asiklar,
Sürekli mesajlasiyorlar,
Cesika
sekreter,
genc bir hanim,
Karlos,
Pilot,
Sürekli ucuyor askla,
Ucaklar,
Askla ucuyorsa...

Aksam yemekleri,
Karides ve havyar,
Sarsiyor Saraplari,
Koyu sarhos gecelerini,
Karlos,
Büzüyor kibarca dudaklarini,
Cesika Suh ve Kadin.

Gece oluyor Sonra,
Her günün sonunda,
Nasil oluyorsa,
Birakiyor evine Cesikayi,
Bogucu bir kibarlikla,
Yukari gelmezmisin diyor,
Cesika Suh ve Kadin.

Caz Ediyor Müzik,
Saksafonlar Yilan gibi
Belini Tutuyor tüy gibi hafif,
Icten ice Titriyor Cesika,
Uzun kirpiklerinde Ates bir gölge,
Nefesin araligi daraliyor,
Karlos Ciplak ve Yalin,
Cesika Suh ve Kadin...

Ersoy Cav 2010
Eylül:)

Ersoy Cav - Bir baska Siir

Sen öyle istedigin icin,
Güzel seyleri anlatmali bu siir
Mutlu Anneleri,
Kosan cocuklari,
Atlari anlatmali,
Yelelerin de özgür Rüzgarlar.
Kelebekler
olmali her cicekte,
Papatyalar göz kirpmali hani,
ucsuz bucaksiz Göklerde,
Ucurtma bayramlari....


Insanlar Sokaklarda,
Tebessümlerle selam vermeli,
Her sabah sehirler sarkilarla
uyaniyor iste bak,
Kol kola girmis
Ayrilanlar,
Naif erkekler
öpüyor kadinlarinin Ellerini,
Daha cok cingene kirmizisi
Rujlari,
iz birakiyorlar
inadina günahlarin.
Sen öyle istedigin icin,
Güzel Seyleri anlatti bu siir...

Ersoy Cav
Eylül 2010

Ersoy Cav - Gölge oyunu

Alip Tepeleri daglari,
Carpip birbirine,
Kaderden tozlar kaldiriyorum,
Gücü yetecek ölümün bir gün
herseye,
Cigliklari bogacak,
Caresi kadinlarin,
Gözlerini animsiyorum,
Kan Gibi bakarlardi,ilik....

Gittigin yollari alip,
birbirine carpiyorum,
Kederimden Tozlar kaldiriyorum,
Gücüm,
Yetecek bir gün ölüme,
Parcalayip atacagim zamani,
Utansin diye her anindan,
Kapanan gözlerini animsiyorum,
Caresiz bakardi,
Yazik...

Ersoy Cav 2010
Eylül.

Ersoy Cav - Ziyani Yok

utanirim da söylemeye,
bilmesen de olur,
herneyse,
göklerin mavisi derin,
gittikce sana varilirmi,
bütün renklerden,
bes kücük tas biraktin
ellerime,
öperim izlerini,
utanirim da söyleyemem,
Kalbimin Sahibi sensin...


Kirpigim küser,
Konusmam kimselerle,
Saklarim köse bucak kendimi,
Baglarim günesi geceye,
Sarilir uyurum Hayaline,
Utanirim da söyleyemem,
Her günün Sabahi sensin....

Bir köseden bir baska köseye,
uzanirim,
Görmesen,
Dokunmasan ,
Bilmesen,
Sevmesen,
ziyani yok,ziyani yok
icimdeki Acinin,
Kaynagi Sensin....

Ersoy Cav 2010 'Eylül

Ersoy Cav- YABANCI

icimden bir sen geciyor,
Nasil da Yabancisin,
Bütün kapilar kilitli,
Hic ben degilmisim gibi,
Cicekleri ellerine birakan,
hic olmamisim gibi,
Sabahlara kadar yanibasinda,
Nasilda yabancisin bana,
Dudaklarimda Adin,
Tenimden Can gidiyor..

Ersoy Cav 2010 Eylül

Ersoy Cav - ASK

Tutkunun bas ucuda,
Yak atesleri
yalinayak,
Sicakliginin adi Dans.

Cekilsin gözlerinden okyanuslar,
Birak saclarini,
istedigi gibi dagilsinlar,
Solugun dagitsin geceyi,
Kalbinin Vursunun
her ani
Ask...

Ersoy Cav 2010

Ersoy Cav - Nicin Benimle Gelmiyorsun

Uzaktan,
Sesini duydun,Sevgimin,
Nicin benimle gelmiyorsun...
Mavi köprülerin altindan akan,
Minik köpükler,
Hayallerimiz gibi,
Gökkusaklarindan,
Renkler koydum basucuna,
Kostugunda,
Tebessümün olsunlar diye,
Fisiltilarim, gözlerinin bugusunda,
Nicin benimle gelmiyorsun...


Bak yüzüme,
Görecegin sey,
Kendinden fazlasi degil,
Sen yokken,
öpüp alnima koydugumdun,
Her Düste ,
Hayra Yordugumdun,
onlari uyandiralim öpücüklerle,
Bütün cocuklar tutuyor ellerimden,
Nicin benimle gelmiyorsun...

Bir Kalbin,Ritminde olacaksin,
Tozlu bir yol Yanagini sürecek, ayaklarina,
Yürüdügünde ,
göreceksin,
Serpistirecek saclarin yildiz beyazlarini, geceye,
Ufuklari kucakladiginda,
Kollarinda bir insan sicakliginda olacagim,
Nicin imkansizi unufak etmiyorsun,
Nicin benimle gelmiyorsun...

Ersoy Cav Eylül 2010

Dienstag, 21. September 2010

Ersoy Cav - Parmaklarimda Labirentlerin

Hüzün mevsimlerini asip gidecegiz,
iyi yada kötü günlerin
nihayet,
bir önemi yok,
Yürürken ,
o Mor safaklarin alninda,
istiyorum,
Ellerin elimde olsun,
Bir ömrün kalbine dokunup gidecegiz,
Er yada Gec,
nihayet,
Hic bir Anlami yok,
Yalniz, sicakligin,
Tenimde dursun istiyorum...

Bütün isiklar,elbette,
Sönecek Son gün,
Ve bir gün,
Animsamak istemiyorum,
Nasil arardim Sesini,
Hep susardi bir hickirik,
Dün yada bu gün,
nihayet,
Hic bir direnci yok,
Tesellilerin,
Yanliz,
Tebessümlerin
dudaklarimda dursun istiyorum...


Hic yalniz birakma beni,
Bir kez daha animsayalim eski Günleri ,
bit Tek Mumun aydinlattigi geceleri,
Isik yada Karanlik,
nihayet,
hic ama hic anlami yok,
Basucumda dur,
Ellerim yanaklarinda olsun,
Hic sensiz birakma beni,
Yalniz,
Kalbim Kalbimde atsin istiyorum....

Samstag, 18. September 2010

of iste

Senden sonra
hic bir yere yakismiyor
saksidaki cicekler,
hic bir yere yakismiyor artik,
bakislarim,
ellerim,
kalbim...
Doldukca varligin icime ,
Büyüyor eksikligin,

Senden sonra hic bir yere
düsmüyor yagmurlar,
Tutmuyor daglarin yüceleri karlari,
resimlerdeki gökmavileri
Caglayan sulardaki köpükler,
of,
olmuyor iste olmuyor...

Hic bir cümle uymaz oldu siirlere
senden sonra,
sarhos etmiyor icilen icki,
doyurmuyor sensiz hic bir yemek,
uyku desen
kacisip gitti kapilardan,
of
olmuyor iste,olmuyor

Freitag, 17. September 2010

imkansiz Hayaller

Imkansiz Hayaller

En güzeli senin imkansizligina yaklasmaktir.Bütün cümleler bir basamak,bütün heceler bir amac.Yaklasip da dokunamayacagim bir hayali,kim cok görebilir bana.

Ellerinden tutup,saclarina cicekler taktigim yerde,Dudagindan yanagina bulasan tebessümünün karsi konulmaz cekiciligindeyim.Geldigimiz yerlerin ne önemi olabilir,gidecegimiz yerler en güzeli.Bir Düsler yumaginda basliyor hersey.Uyumus kalmisim odanin her hangi bir yerinde,ellerinin izi oksuyor saclarimi ansizin,sana uyaniyorum.Ve ardindan yalnizliklar sana uyaniyor,duvarlar sana uyaniyor,Resim cerceveleri sana uyaniyor,yollar ,nehirler,ve sehirler sana uyaniyor.

Imkansizligina öyle yakinim,mutlu oluyorum,Gözlerim kisiliyor varligindan.Sehrin en yüksek köprülerinden birinde,sarilip koydugunda gögsüme basini,Bir tutam sacin dagiliyor yüzünün yarisinda.Senin Masalini anlatiyorum.Kalbinin Gögsümdeki vurusu tüm kalabaligin ugultusunu bicak gibi kesiyor.Yalnizliklar susuyor,Tas Duvarlariyla Binalar susuyor,Yollar ve Nehirler susuyor.

Masalini dinledikce,Varligin daha bir sokuluyor tenime,nefesin akip gidiyor icimden.En son ne zaman `keske bu film hic bitmese` dedim hic animsamiyorum.` Keske bu Rüya hic bitmese ` diyorum.O kadar iyi hatirliyorum ki.

Sözler bittiginde,Yanaklarini avucuma alip,Gözlerine baktigimda anladim,

Gidecek bir yolumuzun olmasi,ne güzel.

Seninle uyanilacak bir günün olmasi , ne güzel.

Sevdigin sarkilari dinlemek , ne güzel.

Yanaklarin avuclarimda olmasi , ne güzel.

Ama en güzeli senin imkansizligina yaklasmaktir.Bütün Düslerim birer basamak,

Bu kadar yaklasipda,Dokunamadigim bir hayali kim cok görebilir bana?

kim?


Ersoy Cav 2010

Montag, 13. September 2010

Referandumun ` R ` si

Bir Agac gölgesi bulmussun yine,
uzanmissin,
gömleginin dügmeleri göbegini zar zor tutuyor,
Serin bir sonbahar aksamindasin,
Yüzünde sacma sapan ,nereden geldigi belirsiz bir mutluluk var,
Referandumda ,büyük degisimler icin,
`` yetmez ama Evet `` demissin.
ustaca her seyden anliyormus izlenimi vermissin...

Gözlerin kapaniyor yavas yavas,
miskinligin öyle tatli öyle vazgecilmez,
hemen ilerinde
bir bataklik var,
sürekli görmezden geldigin,
burnuna sinekler konuyor,
onlari kovmaktan acizsin,
Tembelligin.
Ahmakligin,
öyle vazgecilmez.

Esantiyon bir anahtarliga takmissin,
Anahtarlarini,
pantolonundan öylece sarkmis,
üc bes kurus cebinde paran da var.
Sirf bunun icin,
mutlu olmasa bile,
En azindan `umutlu` bir gelecegi satmissin.
Serin bir agac gölgesine yatmissin,
Yüzünde nereden geldigi belirsiz bir mutluluk,
Gözlerin kapaniyor,
Mahmursun,
Yalnizsin,
Ahmaksin.

Ersoy Cav 2010

Mittwoch, 8. September 2010

Ersoy Cav - Bayramlar

böyle olmasin istersin,
Uzakliklar,
yaklastiginda iyice,
nefesini duyarsin,
yalnizligin,
bir mevsimi tutar savurur
elleri tanrinin,
Kosusup durur sokaklarda
Rüzgarlar,
Hep böyle gecip gider,
Bayramlar...

Daha bir cok gözlerine batar,
Sabahin o en güzel saatleri,
Cok sey degismez senin icin,
Sokaklarinda yürürsün,
Sehrin,
Daha bir yabancilasir,
Carsilar ve vitrinler,
Bakarsin uzun ve sessiz,
Birbirine karisir bütün anlamlar,
Hep böyle gecip gider,
Bayramlar...

Koyacak bir yer bulamam ,
icimdeki siziyi,
Tutar ellerimden,
Cocuk gibi,
kendi issizligina götürür,
Sende olan her seyi,
Yagmurlar kosusur bulutlardan,
Daha bir hüzünlü,
Ve
daha bir aglamakli baktigin,
o eski Fotograflar,
söylesen duymaz,
susarda konusmazlar,
Hep böyle gecip gider,
Bayramlar...

Ersoy Cav 2010


Dienstag, 7. September 2010

Ersoy Cav - Mutsuzlugun sehrinde

mutsuzlugun sehrinde,
adim basidir yalnizlik,
banklarda,
terk edip giden kadinlarim oturur,
gözleri siyahtir,
kiminin yesil,

gökyüzünden kül yagar
mutsuzlugun sehrinde,
sokaklari
kaybolan yillara acilir,
tüm evlerin kapilari
kilitlidir
konusmaz hic kimse benimle,
rüzgar esse,
bir mevsim dagilir
meydanlarinda,
ucusur umutlarim
bir saga bir sola,
mutsuzlugun sehrinde...

Ersoy Cav

Ersoy Cav - Neden

Anlatmak istedigim bir resim var,gördügüm bir cok resmin arasindan siyrilip,kendini bu güne tasiyan.Simsiyah bir arkaplanin üzerinde,yildizli duruyordu biraz,biraz umutsuzlugu,biraz da insani anlatiyordu.Ellerimde simdi bakiyorum.

Gece yarisini gecmisti,Caddeleri saran hüzünlü karanligi,sokak lambalarinin isiklari delik desik ediyordu.Ellerim cebimde yürüyordum,birinci sokaktan sola saptim.Her yerden burnuma bozulmus meyvalarin kokulari dolusuyordu,ama bu rahatsiz eden bir sey degildi.Sehrin sokaklarinda ne bir insan nede bir Arac vardi.Hersey sanki bir seylere küsmüs gibi suskun ve sakindi.
Yürüdügüm caddede pazar kurulmustu,pazarcilar her seylerini toplayip gittikden sonra,caddede öbek öbek cöpler vardi,mevsimlerden yaz oldugu icin bu koku kacinilmazdi,isigin vurdugu yerlerde cöp ,sebze ve meyve kalintilarinin üstünde sinekler ucusuyordu,yürüdügüm istikamete dogru yol yokustu,yoruldugumu animsiyorum..
Bir kac dakika bu kirli caddede yürüdükten sonra saga acilan ince sokaktan bir ses duydum,adimlarim yavasladi ve durdum,sesin geldigi yöne kulak kabarttim,ayni sesleri bir kez daha ama daha net duydum,o yöne dogru dikkatlica baktim,derin bir karanlikla kapliydi sesin geldigi cadde, icimde karsi koyamadigim bir merak uyandi,sesin geldigi incecik caddeye saptim.

Hisirti sekilnde bir ses yigini ben yürüdükce cogaliyordu,yürüdüm karanligin icinde kaybolana, sese ulasana kadar yürüm,durdum..bir kararti hareket ediyordu ve bu sesleri o cikariyordu,gözlerimi kisarak secmeye calistim,evet arkasi bana dönük egilmis ve bir seylerle bahska hic bir seye ilgi duymadan ugrasiyordu.
Beni duyabilecegi kadar net ve yüksek bir sesle ona seslendim,yanitini bekler gibi kulak kabarttim,onu gecenin icinde zar zor secmekteydim.Bir kez daha seslendim,orali bile olmadi.oysa uzansam dokunabilecegim kadar yakinimdaydi,hisirtilar cikarmaya devam etti.
öyle merak etmistim ki onun kim oldugunu,cesaretimi topladim omuzundan tutup cektim,ürkek ve cevik bir hareketle bana döndü,bir an öylece kaldik,sonra ben catallasan sesimle kim oldugunu sordum,hic bir sey demedi,nefes alirken gögsünden cikan o kötü sesleri duydum.Hastaydi saniyorum,ve henüz yüzünü görmüs degildim,üzerinde yaz olmasina ragmen kalin paltoya benzer bir giyisi vardi,karanlikta kamburlasmis sirtini zar zor sectim,ve ellerinde ne oldugunu bilmedigim, bir seyler vardi.

Kolundan sakince tuttum,benimle gelmesini söyledim,vucudunun seklini hic bozmadan benimle geldi,karanligin icinden gectik,bu dar sokaga acilan caddeye geldik,onu isigin altina getirdim,yüzüne dökülen isik onu tedirgin etti,benim ise merakimi büsbütün gecirdi.
Yetmis yaslarinda bir adamdi,uzun kirli saclari ve sakallari vardi,gözleri öyle derinde ve kederliydi,yüzünün her yerinde bicak yarasi gibi derin cizgiler vardi,yem yesil gözleri öyle canliydi ki sasirdim,hic bir sey demeden yüzüme bakiyordu,agzinin kenarlarinda biraz önce yemege calistigi meyvelerin kirintilari duruyordu..Parmaklari da yüzü kadar örselenmis yipranmisti,kirli büyük ve kaba elleri vardi,Tepeden tirnaga onu süzüyordum,pantolonlarini coraplarinin icine sokmustu,deyim yerindeyse iki büklümdü,karsimda korkmus yada heyecanlanmis gibi duruyordu..
öylece bir kac dakika gecti saniyorum,icimde karsi koyamadigim bir agri alevlendi,yumusak sevecen bir ses tonuyla kim oldugunu sordum,bana yanit vermedi,elindeki meyveleri sikica tutmustu.Acmisin dedim,basini yavasca önüne egdi,ellerindeki ,o kokmus bozulmus meyvelere bakti,onun cektigi aci ve izdirap sanki görünmez bir bagla kalbimin icine akiyordu,gözlerim bugulandi,kendimi tutmak icin dislerimi gicirdattim,yanaklarimda bir kas yigini toplandi...
Elimi cebime soktum,ne kadar para var ise hic bakmadan paltosunun cebine sokusturdum,sonra arkami dönüp hizli ve sinirli adimlarla oradan uzaklastim.

Bombos caddede yürürken,yanaklarimi bir yaz rüzgarlari oksuyordu,baska zamanlarda bu rüzgardan öyle keyif alir,mutlu olurdum,simdi ise,mutsuzdum,aglamak istiyordum,bir agacin gövdesine kapanmak,ve hickira hickira aglamak istiyordum,bakislarimi kaldirip,gökyüzüne baktim,yildizlar el sallar gibi,parliyordu.
Yanaklarimdan ilik ilik damlalar bosaldi...
Gözlerim göklerin derinliklerinde...
Sordum...
`` Neden ,Neden,Neden...``









Montag, 6. September 2010

Ersoy cav - özlemek öyle bir sey

öyle bir sey özlemek,iste,
siginip ana koynuna,
dudagin bükülürken,
sicacik,
ellerin oksayisinda,
Anlatir gibi
duvarlarin kuru yalnizligini,
öyle bir sey özlemek,

Sus pus olmus kis aksamlarinda,
pencereler kirilir
uzakligindan,
bakip yollarina,
Aglamakli gözlerle,
öyle bir sey özlemek iste...

Anlatilan bir masal var,
uzun ve,
usul usul,
sonunda eriyorlar muradina,
inanir gibi,
zamanin yalanlarina...

bekler durur bedenim,
bir tas gibi,
hep yerinde ve cetin,
bir adim öteye gitsem,
ucurumun korkunc ve derin.
siginip umudun kollarina,
icimde titrerken hep sesin,
özlemek öyle bir sey iste

Ersoy Cav 2010





Sonntag, 5. September 2010

Ersoy Cav - BANU

Gülleri siz alin,
Dikenler yeter bana,

Isigi siz alin,
Yildizlar yeter bana,

umudu siz alin,
Teselli yeter bana,

Dünyayi siz alin,
Banu Yeter bana...

Ersoy Cav 2010








Freitag, 3. September 2010

Ersoy Cav - Sen Hic

Sen hic denizleri tuttunnmu,
Dalgalari,
Sahillere vurdun mu
sen hic ben oldun mu

köse bucak nefesimde
tasiyorum seni,
bir an seni düsünmesem,
ölürüm ,
mizrak uclari gibi
degiyor kalbime yoklugun,
Sen hic,
Kirpik oldun mu
göz oldun mu,
Aglamaktan yoruldun mu..

Ersoy cav 2010

Mittwoch, 1. September 2010

Ersoy Cav - Mevsimlerden

Karlar yagardi,uzun kis gecelerinde,
Sabahlara kadar hic durmadan yagardi,
Simdi burnumda keskin bir naftalin kokusu,
sürükleyip götürüyor beni,
Yasadigim onca berbat seye bir kez daha beni carpa carpa.,
bir koridorun dar duvarlarinda tenimi kanata kanata,
sürükleyip götürüyor beni,...

Sabahin ilk isiklari,
evimizin uyduruk bir cesmesi vardi bahcemizde,
sabaha kadar kar yagmis,
Cesme donmus,
zavalli cesmenin ince burnundan ok gibi bir sivri buz kütlesi öylece sarkmis,
Kapiyi acip ilk havayla temas ettigimde
ne kadarda mutlu olmustum,
her yer bembeyaz.
Bahce agaclarinin dallari ,kartpostallardaki gibi görünüyor.
Yalniz havada artik bulutlar kalmadigi icin,
Dondurucu bir soguk var.

Annem ve babam uyanmadan onlar icin iyi bir seyler yapmak istedim.Evimizin arkasindaki odunluga gitip,iki kolumun üstünü Odunlarla doldurup,Karin icinde,tökezleyerek,
Cesmemizin basina geldim.Etraftaki karlari üsüyen ayaklarimla ezdim,
Yaz ,kis Kara Lastik denen bir lastik ayakkabi giyiyorduk.Sicak tutmuyordu kesinlikle,Ama baska ayakkabi hic görmemistim.

Odunlari birbirlerine yaslayarak dizdim cesmenin altinda,
sonra cali cirpi sokusturdum bosluklardan,
Arada bir ellerime agzimdan cikan buharlari üflemek zorunda kaliyordum,
Keskin bir ayaz vardi havada,
Ama her yer o derece de güzel görünmekteydi,
kibriti caktip odunlarimi yaktim,
boguk boguk dumanlar cikmaya basladi,
her sey zaten nemliydi,
bunun böyle olacagi belliydi,
ellerimin üstüne cöküp,
dumana yaklasip,
Dudaklarimi uzatip ritmik sekilde üflemeye nasladim,
eh bir süre sonra dumanin icinde,
kücük bir alev uyaniverdi
.söneceginden korkarak dikkatlice üflemeye devam ettim,
ince odun parcaciklari önce dumanlandi ,
sonra alevler odunlari sarmaya basladi,
yüzüme isi vurdukca mutlu oluyordum,
ne güzel seymis aslinda isinmak.

Cesmenin altinda Ates yanmaya basladi,
Eski bir Domates kasasini yan egip üstüne oturdum,
Elime bir cubuk alip,hem cesmenin acilmasini bekliyordum,
hem isiniyordum.ayaklarimi biraz geri cektim,Lastik ayakkabilarim yanar diye korktum.
Komsumuzun evini bizim evden ayiran cok süksek olmayan bir duvar vardi,
atesle oynarken,
komsu bahcesinden,
ayni burdaki gibi,
dumanlarin yükseldigini fark ettim,
cenemi dizlerime yasladim,
güldüm,
eh pek tabii
herkesin Cesmesi donmus...
Atesim yandi..agir agir közlendi..
yerimden dogruldum..
cesmemizin kurdelaya benzeyen kismini tuttum
actim..
Tisshhhhh
diye bos bir ses cikti..
biraz egildim baktim..
su yoktu..
sadece o sesi duydum...
agzimi dayadim cesmeye
icime cektim
cektim
su cikmadi..

tam cesme ile ugrasirken
Arkamda babami fark ettim
ona döndüm.
Karlarin icinde yürüyen öyle güzel bir adam
uzunca bir palto atmis omuzlarina,
ayaklarinda bot benzeri ayakkabilar,
baba dedim ona kosarak,

`` yüzümüzü nasil yikayacagiz ,kar yagmis cesme donmus``

kucagina aldi beni,
biraz ellerimi isitti

sonra yeniden yere birakti,
gel bu gün yüzümüzü karla yikayalim dedi babam,
ikimiz beraber yerden taze karlari alip ellerimize sürdük yüzümüzü bir güzel karla yikadik,
cok soguktu ama, ne fark ederdi ki,
orada sogugu silip atan bir sey vardi,
o sevgiydi,
Mutluluktu,
huzurdu,
Babam yeniden kucagina aldi beni
ellerim yüzüm kizarmisti
paltosuna sardi
Eve yollandik,
kücücük varligim büyük gögsünde eridi gitti.

Ersoy Cav 2010

Ersoy Cav - kiralik OY

Seninle acik konusayim mi?`
Gerci senin icin hic bir sey fark etmez,
Cunku sen Daracik bir yerdesin,ne anlatirsak anlatalim,
Senin kalin duvarlarina carpip dagiliyor.


Bir vakitler Gazi pasa senin icin,sen iyi yasa diye ,korkunc savaslar yapti,
Ardina senin,Soylu atalarini almisti,onlara inanmisti,cunku onlar onurluydular,ac da olsalar,acikta da olsalar,basi dik yasamak istiyorlardi.Yedi cihana kafa tuttular,
Gazi Pasa Senin haline cok üzülüyordu,yillarca senin ihmal edildigini,yalnizca savaslara sürüldügünü yakindan görmüstü.( En kötü ihtimal diyelim )Sana seni yönetecekleri secmen icin bir oy hakki birakti.
Sen onu sevmiyorsun biliyorum,kulaktan dolma sacma sapan seylerle onu karaliyorsun.Onunn sana bir hak olarak verdigi oyunu,Sen bulgura,pirince,kisin iki torba kömüre satiyorsun,Cunku senin icin,uzun vaadede hic bir seyin önemi yok,sen günü kurtarmanin pesindesin,Bu gün karnin doysun yarina kim öle kim kala diyorsun.
Riyakarsin,ögrenmeyi sevmiyorsun,birazda ahmaksin.

Sana böyle dedigim icin bana sakin kizma,hani diyebilirsin ki, okul vardi da gitmedik mi,egitilmis olsaydim böyle öküz kalmazdim da diyebilirsin.
Ama ben bunlari kabul etmem,
Cunku sen,Etrafinda yasanan onca seyden ders almiyorsun,basina gelen felaketlerden rahatsiz olmuyorsun.Yasamin kendisi en iyi okuldur.o yuzden ben sana söylediklerimde hakliyim.

Seni sosyologlar henüz cözemediler,
Meydanlarda kahrolsun Amerika diye bagirip,Amerikaya göbekten bagli partilere oy atiyorsun.
Agzin acik her seye inaniyorsun,
Biliyormusun ben senden biktim yildim.

Ersoy Cav

``His,yok,hareket yok,aci yok...
Les mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana,
Sen böyle degildin ``

Mehmet Akif Ersoy (1913)

Ersoy Cav - HAYAL ürünü

Ben bir yerdeydim,
Sen hic bir zaman o yerde olmadin.anlatacagim sen yok iken,
Neler geldi bak basima.
Bir evimiz vardi,ikimizin kalabaligi dolasirdi hep o evde.Ama o gün sen yoktun...
Evimiz bir gölün kenarindaydi,Etrafta baskalarinin da evleri vardi,Ama cok tanimazdik komsularimizi...Biz daha cok kendimizle saniyorum mesgul olmustuk,Yada orada hayat öyle idi,
Pek kimse bir birleriyle ilgilenmezdi...
Senin olmadigin o gün ben , Göl`e bakan bahcemizde bir seyler ile ugrasiyordum,
Tuhaf kuslar vardi agaclarda, Mor kanatli kuslar vardi,
Yapmakla ugrastigim seye odaklanmaya calissamda, etrafimda ucusan tuhaf seyler dikkatimi ezip geciyordu.öyle ilginc ti ki hersey.Alnimdan bir damla ter aktiginda,Son derece düzgün giyimli bir garson bana cok ciddi bir yüzle bir bardak cay ikram ediyordu ve sonra arkasini dönüp gidiyordu...Aslinda bunlar detaylar...

Ah nasil icimde sizili bir his biraktin öyle sen.
icimde sesin vardi,bana dedin ki;
Gidip biraz yüz hadi...
elimdeki önemsiz seyleri yere biraktim,
Beni cagiriyordun,gitmemezlik olurmuymus...gölün sularina dokundurdum ayaklarimi,kumlar kristal bir sogukluk yayiyordu,karsi kiyida,cansiz renkleri ile evler,onlari saran agaclar vardi,
dizlerime kadar gölün sularina girdim,öyle soguktu ki su,kollarimla kendimi sardim.Arkami dönüp evimize baktim,bahcedeydin,
Bana el salliyordun,öyle tuhafti ki gülüsün,bir veda eder gibi aglamakli, birazdan sarilacakmissin gibi,piril piril gözlerle bana baktin,el salladin...
Ben senden gitmek istemiyordum,sular soguktu,cenem titriyordu...Aglamak istiyordum..ben senden uzaga gitmek istemiyordum...
iste böyle düsünürken,senin cigligin beni sarsti,kafami kaldirip baktigimda inanilmaz büyüklükde bir dalganin üzerime düsmek üzere oldugunu gördüm,neden bilmem,korkmadim,ve hic paniklemedim,bir saniye bile kaybetmeden derin bir nefes aldim,bu bana lazim olabilir dedim,o kocaman dev su kütlesi bir kac saniye icinde,bir dünya gibi basima yikildi.suyun icinde gözlerimi actim,her sey nasilda karisikmis böyle,burgu burgu büyük bir kuvvetle su gücünün limitindeydi,ona karsi savasmak gibi aslinda bir niyetim de yoktu,cunku bu bir ise yaramazdi.biraz önce icime cektigim nefesim yavas yavas tükeniyordu,tekrar bir firsatini bulsam,bir kez daha cigerlerime havayi doldurabilirsem belkide kurtulabilirdim bu dar ve agir yerden,ama buna hic firsat olacaga benzemiyordu,ugultu bu agirligin altinda artik daha fazla dayanamayacagimi anladim,öyle dev bir orduya teslim olan,caresiz bir asker gibi biraktim kendimi,kollarimin o an nasil gerildigini,gögsümün inanilmaz agriyip sistigini sen görmedin iyikide,boynumdaki damarlar patlayacakmiscasina sistiler,gözlerim kocaman acildilar,gövdemi buz gibi suyun soguklugu terk etti.ne tuhafmis,insan son anda bile en azindan bir hamle yapmak istiyormus,
onu da yaptim...sonra,gevsedi her yerim,derin ve huzurlu bir uykuya dalar gibi dalip gittim,saclarimin suyun icinde akisini hissettim son kez.
Sen beni aldin,her seyi görüyordum,
Ellerin titriyordu,yanaklarimda dolasirken,gözünden bir damla yas tenime düsüp dagiliyordu.boynuma sarildiginda ,sana sarilmak istedim,iste aslinda o zaman anladim bana ne oldugunu...
Su her yeri dagitmisti,bir bahcenin kapisi agir agir yüzüyordu az ilerde yüzeyde,bir cok seyi katip önüne feci sekilde sürüklemis demek.
Bana sarilip dakikalarca öylece kaldin.Ben Sana artik hic sarilamayacaktim...

insan icin üzücü olan, canin tenden cikip gitmesi degildir aslinda,her canli mutlak ayni sona er yada gec ulasiyor,
ölümü insan icin zor yapan, dakikalarin ,günlerin aylarin yillarin cok degerli olmasi,cunku ancak o zamani durdurabiliyor.Vakit varken,
Sevecegim,
sarilacagim,
öpecegim,
güzel radyo müzikleri dinleyecegim,
hic sebepsiz sevecegim tanimadigim insanlari,
Aciyacagim kendime,
dalga gecip gülecegim kendime,
Yebi bir kitap alip sayfalarini koklayacagim,
bir kac resim daha cektirecegim kesinlikle,
sonra
cok üzülmeyecegim aslinda,
cekip gidenler,
Aci sizi
özlemler,
eksiklikler
Hayati sicacik bir yoragan gibi cekecegim üstüme,
Aksamlar ve sabahlar,
hayatin icindeki bütün kipirtilar
kosun bana kosun,

Vakit dar,
Sular üstüme üstüme geliyor...

Ersoy Cav 2010