Donnerstag, 15. Juli 2010

Ersoy Cav - Papatya cinayeti

uzak issiz bir yerde idim.
öglen saatleri olmaliydi
göz alabildigince yesil meralar uzaniyordu,
ufukta irili ufakli daglar bir cizgi gibi gögün mavisine karismisti,
kasaba gözden kaybolana dek yürümüstüm,
etraftaki yüzlerce cicekten yayilan kokular
tüm yorgunlugumu alip gidiyordu,.
yürüdükce daha büyük bir enerji duyuyordum icimde,
saatlerce öylece yürüdüm,
etrafimda ucusan arilarin
böceklerin,
o güzelim seslerini dinledim...


onca zaman sonra nicin bilmiyorum
bir sazligin kiyisinda durdum,.
cesit cesit otlar suyun icinden gök yüzüne atilircasina boy vermisti
suyun rengi koyu yesildi,
suyun carsaf gibi yüzeyinde
kücücük canlilar yüzüyor ve arkalarinda cesit cesit sekiller birakiyordu,
burasi dinlenmek icin en güzel yer olmaliydi
yapraklarini suyun icine sarkitmis bir sögüdün gölgesine oturdum,
cenemi dizlerimin üstüne koyup
mutlu ve dalgin
sudaki titresimleri seyrettim,
bir zaman sonra
hemen yanibasimda bir papatya oldugunu fark ettim,
onu kopartip avuclarima aldim,
güzel kokusunu icime cektim,
minik beyaz yapraklarinda parmaklarimi dolastirdim,
ne kadar güzel bir cicekmis dedim icimden papatyalar,
sonra onu suyun üstüne biraktim
kendi etrafinda dönerek suyun icinde ilerlemeye basladi...


ardindan bakarken ,
icime bir sizi girdi,
onu yasamindan kopartip
öylece bilmedigi sulara biraktigim icin
kendime kizdim...
bir an bana
suyun üstüne birakilmis bir tabutu andirdi..
biraz daha baktim..
sonra dayanamadim..
sazliktan hizla uzaklastim...


Ersoy Cav 2010

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen