Montag, 26. Juli 2010

Ersoy Cav - Yasadigim düsler -2 (Son )

Karsiki evin bahcesinde zararsiz kendi halinde uyuyan bu köpek, uyanir ve beni fark ederse
basima nasil neler gelebilecegini hesaplamaya calisiyordum.,
ayaklarimi yerden cok kaldirmadan adeta sürünerek suyun kenarindan gecip gittim
biraz önce gözüme dehsetli görünen o ev artik arkamda kalmisti,
hava bulutsuz ve yildizlarla doluydu,
ama benim ne bu güzel havayi nede yildizlari düsünecek halim yoktu,
simdi gecmem gereken kocaman bir mera vardi
bu merayi gectikden sonra,
evimize varmak icin son bir kücük tebenin sirtindan gecmem gerekiyordu.
en zor kisim da bu olacakti,
cunku o tepe sirtinde birakalim agaclari
bir tek ot bile yoktu,
cirilciplak, kiremit rengi topragiyla
soguk bir tepecikti bu...
önümdeki merada benim o zamanlar nerdeyse boyuma gelebilecek uzunlukta otlar vardi
oraya varmadan önce biraz önce kiyisinda yürüdügm su kanalini gecmem gerekiyordu
kanalin üzerinde üstünkörü bir köprücük vardi,
derme catma camura bulanmis minik bir seydi
üzerine basip tek adimda gecilebilirdi.
etrafi iyice kontol ettim,
hafif bir rüzgar önümdeki otlarin basini gidis yönüme dogru egiyordu,
ayin isigi laciverde yakin gizemli bir mavi ile örtmüstü her yeri,
kanalin gececegim kismina kadar geldim,
kollarimda tuttugum kutuyu
son derece dikkatli sekilde karsiya attim
sonra öylece kaldim bir kac saniye
bir ayagimi köprücügün üstüne basmamla
kanalin icine yan devrilmem bir oldu
sol kismim boydan boya silandi
emekliyerek sudan ciktim,
o durumda öylece durdum
sagdan soldan köpek sesleri kulagima hucum etti
kah sagimda, kah solumda kalan o uzaktaki evlerden köpek sesleri ve ulumalari geliyordu
sanki aralarinda haberlesiyorlarmis gibi geliyordu bana
birisi baslayinca ulumaya
baska bir yönden bir baskasi basliyordu
korkudan ve suyun gövdemde yaptigi islakliktan tiremeye basladim
hic bir sey yapamiyordum
ne olacaksa olsundu artik
dayanamiyordum
basimi iki elimin üstüne koydum
cenem titredi
yerdeki otlari simsiki tuttum
sessizce aglamaya basladim
gözümden süzülen yaslar
yumruk olan ellerimin üstüne bosaliyordu
ilik ilik onlari duyuyordum
ne kadar süre öyle agladim hic bilmiyorum..


artik belkide caresizligin gelip dayandigi bir yerde
icimde büyük bir cesaret hissettim
yumrugumun icindeki otlari kopartip ayaga kalktim
gotlari firlatip attim
yüzümü gözümü sildim
gidip kutuyu yerden aldim,
meranin icinde otlari yararak yürümeye basladim
nerdeyse otlar boyuma geliyordu,
ses cikarmamakdan korkmuyordum artik
cok az yürüdükten sonra
tam karsida sinsi bir hareketlenme fark ettim
otlar bana dogru yariliyordu,
gölge halin bir köpek oldugunu az sonra fark ettim
sessizce yaklasiyordu bana

biraz önce unuttugum,
büyük bir cesaretle silip attigim korku
inanilmaz bir hizla yeniden gelip bogazima yapisti
dizlerimi titretmeye basladi
cresizlik icinde dizlerimin üstüne cöktüm
elimde kutucuk dizlerimin üstünde öylece kala kaldim
iri kiyim köpek
saga sola atilarak üzerime geliyordu
ama nicin havlamiyordu hic anlamiyordum
basimi öne egdim
sonumu beklemeye basladim
o yaklasti
yaklasti
ellerim titriyordu
biraz sonra yüzümde nefesini hissettim
her yerimi koklamaya basladi
ben artik öldügümü saniyordum
ellerimi koklarken agzindan sarkan salyalar ellerimi islatiyordu
bana hic bir sey yapmadi
kokladi, kokladi
ve geldigi yöne dogru döndü gitti
o biraz uzaklastiktan sonra
ben onun onumde actigi izden
kosmaya basladim
benim kosmamla
bir cok yöncen
kulak delen köpek sesleri de basladi
önümde kosan köpegin ardindan tüm gücümle kostum
nefesim burun deliklerimden ates gibi püskürüyordu
tepenin yamacina ulastim,
tepeyide ayni hizla kostum gectim
önümde kosan
biraz önce bana yardim eden köpek
baska bir yöne sapip gözden kayboldu..

Evimizin hemen yaninda samanligimiz vardi,
samanligin yere bitisik pencerelerinden birine yanastim
bir sokak lambasi ölü isigiyla her yeri aydinlatiyordu
elimdeki kutuyu nefretle o pencereden attim,
samanlarin üstüne düstü...


kosarak eve gittim
annem beni bekliyordu
bir cok kimseler vardi evde
ataerkil bir aile idik
babannem dedem amcalarim evdelerdi,
annem agladigimi hemen anladi
severek azarladi
kizdi bana
yüzümü yikadi
sarildim ona
yine aglamaya basladim
öptü beni bagrina basti
eve tek basima geldigimi söyledim hasta bir sesle
ama bir seyler caldigimi söylemedim,
onlar bunu ertesi gün erken saatlerde zaten ögreneceklerdi
bir tas yogurt aldi dolaptan annem
icine ekmek dogradi
yogurdun icine bir kasik koydu ve bana verdi
ben lokmalar agzimda büyüyerek yedim,yemegimi...
Kardeslerimin uyudugu odaya götürdü annem beni,
onlarin yanina uzatti,
alnima düsen saclarimi bir eliyle yukari kaldirip öptü
tam odadan cikacakken
elinden yapistim
yine aglamaya basladim
elinden öptüm
sarildim elime
yanima uzandi,
kücük gövdemi anneme yasladim,
bunca korku ve maceradan sonra,
bir cennet kösesiymis anne sicakligi,
saf, karsiliksiz, sinirsiz bir sevginin gölgesinde
gözlerim agirlasti,
gördügüm bütün resimler donuklasti ve silinip gitti gözlerimden
sarildigim elini bir daha öptüm annemin...


Ersoy Cav

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen