Dienstag, 16. März 2010

Ersoy Cav - Hic Bir Sey üzerine

hic bir sey üzerine bir yazi yazmak istiyorum,
cünkü sokak köpeklerini düsünmekteyim,
onlarin tüyleri hastalikli durur cok zaman
bir kismnida dökülmüs olur
nicin...

köy yerlerinde,
zavalli harap sokaklarda yanan egri direklerin tepesindeki
lambalar geliyor aklima,
yazin en sicak günlerinde,
etrafi böceklerle dolar,
bana hep güzel duygular asiladi o
isiga kosusan böcekler,
yasamin tam da kendisi bu olmaliydi..
öyle düsünürdüm..
nicin...

Yalnizligini pecesinin ardinda ehlilestiren,
sarip sarmalanmis kadinlar gördüm,
aslinda göremedim,
gözleri vardi,
demir parmakliklari kopartip atmak isteyen.
kadinlara,
Asil elleriyle özgürlügünü veren
Atatürkü düsündüm...
Bu bana hep güclü bir duygu verdi..
simdi kadinlar ,
yeniden sarip sarmalaniyor,
yasamdan kopartiliyor...
nicin...

parmak uclari delinmis eldivenlerimi düsündüm,
keske bir cift eldivenim daha olsaydi,
lacivert
onlari giyerdim,
böyle parmaklarim üsümezdi...
kisin sokak lambalarinin altinda
ve karli havalarda
agzimi havaya acip
dilime düsen karlarin beni mutlu ettigini düsündüm..
simdi yirtik uclu eldivenlerimi özledim.
nicin...

huzursuz bir uykudan sonra
uyanir uyanmaz
bir bardak suyun verdigi tadi düsündüm,
cam ne güzel sey
dudagin camda kalan izi ne güzel sey
ilk kez öpülen dudaklarimi düsündüm...
kizardi yüzüm..
nicin...


bir nehirdir cümleler belkide,
simdi bir kibrit cöpüyüm
caglayan hecelerde,
bir yazi yazdim
kalbim yorgun...
nicin yasiyorum..
nicin..

Ersoy Cav Mart 2010

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen